En Büyük Düsturumuz Müşteriye Saygıdır


Tanaçan Kozmetik Yönetim Kurulu Başkanı Koray Çıtak; “Bir Ülkenin Kuaförleri, O Ülkenin Yaşam Standartlarının Göstergesidir. Merdiven Altı kuaförler Kurmsal Kuaförlerin Haklarını Çalıyorlar.”

Koray Bey, Tanaçan Kozmetiğin kuruluşundan günümüze geldiği noktayı bize anlatırmısınız?

Tanaçan Kozmetiğin sektöre girişi 1984 yılında kurulan bir şirketle başlamıştır. Fakat Kozmetik sektörüne gerçek manada geçmesi ise 1988 yılında olmuştur diyebilirim. İlk olarak bir güzellik salonu açmıştık. Şahsi bir şirketti ve o tarihte Tanaçan yoktu. Cristian Dior-Lancome istemişlerdi bu salonun açılmasını ve çok başarılı olmuştu. Güzellik salonuna gelen müşterilerimiz bizden cilt bakımının dışında detay bakımlar da istemeye başladılar. Bu detay bakımlar içinde ağda da vardı. Talepler arttıkça baktık ki Sir Ağda Türkiye’de yerleşik değil ve yurt dışından da gelmiyor. Ağda hizmetleri konusunda da servis iyi değildi. 1992 yılında yurt dışında bir fuara gittik ve orada halen çalıştığımız bir firmayla anlaşarak önceleri cüzi miktarlarda ürün getirdik. Çünkü sektör yeni yeni gelişiyordu. Hizmet kalitesinden müşteri memnuniyetini farkedince de bu ürünü sadece kendi güzellik salonumuz için değil tüm kuaförlerin hizmetine de sunalım istedik. Tabii ki o günler çok zor günlerdi. Bir tarafta maliyeti 1 kilo şeker olan işte bir ücreti olan ürünü satmaya, pazarlamaya çalışıyorduk. İnsanlara Sir ağda ile şeker ağdanın farkını iyi anlatmamız gerekiyordu. Bu çabamız zorlu bir süreç içinde 5-6 yıl kadar sürdü ve sonunda Sir ağda konseptini sektöre kabul ettirdik. Sir ağdanın ham maddesi reçine olarak bilinse de bu sadece reçineden ibaret değildir. Evet ham madde olarak reçinedir ancak bu reçine estrifikasyon denilen bir prosüdürden geçer. Bu da oldukça maliyetli bir işlemdir ve reçinenin kozmetik ürünü haline dönüşmesi demektir ki bu da ton başına 3-4 bin dolar maliyet getirmektedir. Dünyadaki kullanılan bütün ham madde uzak doğudan geliyor ancak kozmetikleşme süreci Avrupa da yaşanmaktadır. Çinliler ham maddeyi iyi üretiyorlar ancak teknik olarak çok zayıflar. Türkiye de biz bu işi başlatınca Çin de üretilen bir çok hammadde de Türkiye’ye girmeye başladı. Ne varki bu hammaddelerin bir çoğu da tutkal için üretilen ham maddelerdi. Sektörde kontrol mekanizması yeterince yürütülemediği için de insanlar ucuz mal alma eğilimiyle ağda yerine tutkal almaya başladılar! Müşterinin sizin kalitenizi, konseptinizi anlayabilmesi uzun bir zamanı gerektirdiği bilinciyle yılmadan çalıştık ve yaklaşık 25 yıldır verdiğimiz çabanın sonuçlarını bugün alabiliyoruz. Başarımızda yazılı ve görsel basının da büyük rolü olmuştur. Hele şimdiki bilgi çağı sayesinde hedef kitlemize çok daha çabuk ulaşabilmekteyiz. 25 yıldır kuaför sektöründe saç hariç Ağdacı, Manikürcü ve Makyajcı parkurunda her türlü üründe söz sahibi olduk. Sir ağdayı kuaförlere kabul ettiren ve Türkiye’ye ilk getiren isim Tanaçan’dır diyebiliriz. Kuaförlerimize 700 civarında ürün vermekteyiz ve her kuaförde mutlaka bir ürünümüz vardır. Kuaförlerin varlığı bir ülkenin rüştünün göstergesidir. Avrupa ülkelerine baktığımızda ortalama nüfus 50 milyon civarlarındadır ve her ülkede bin kişiye bir kuaför düşer. Türkiyede kuaför sayısı 30 binlerdedir. 80 milyonluk ülkemizde yaşam kalitemiz henüz beklenen seviyede değil demek ki. Varlığı 30 bin civarında olduğu söylenen kuaför bile ülkemiz için önemlidir ve bu sektör gün begün gelişim içindedir. Nereden bakarsanız bakın her gün 500 kişi de bizim ürünlerimizi kuafölerimize pazarlamak için çalışmaktadırlar.



Türkiye de kuaför ve Kozmetik sektörünün geleceği nasıl, yılda % 10 gibi bir büyümeden söz ediliyor?
Bu oran kozmetik sektörü için doğru olabilir. Çünkü kozmetik sektörü münferit olarak büyümekte. Kuaför sektörünün büyümesi ise daha farklı bir biçimde olmaktadır. Kuaför sektörü artık değişimlere gebe bir sektör konumunda. Avrupa da kadın kuaföre sadece saç yaptırmak için gider. Türkiye de ise manikür, pedikür, solaryum, makyaj, sauna yani kuaförde ne hizmet isterseniz var. Kuaförlerimiz de artık Avrupa ya benzeme eğilimindedir. Çünkü bir dükkan içerisinde bir çok işle uğraşılırsa dikkat ve ilği azlığı yaşanabilmektedir. Müşteri de her bakımdan yeterince tatmin olamamaktadır. Çalıştırdığınız bir kıza sen hem manikürcüsün hem ağdacı makyajcısın diyemezsiniz. Bu sebeble de artık kuaförlerimiz spesialite olmaktadırlar.

Devletin denetimi ve merdivenaltı konusunda ki düşünceleriniz nasıldır?
Bizim Tanaçan olarak denetim konusunda hiç bir problemimiz yok. Tamamen kurumsal çalişmanın gereklerini yerine getirmekteyiz. Merdiven altı konusunda da devlet elinden geldiği kadar çaba göstermektedir. Kayıtdışı ve taklit konusunda insanlarla uğraşmak gerçekten çok zordur. Bizim bir ürünümüzün sahtesini yapan birini hapse mahkum ettirdik. Yine de bu yola baş vurmayanların çıkmayacağını söylemek çok zordur... Avrupada bunu yapanın hayatını karartırlar. Tek çare, en etkin yöntem tüketiciyi bilinçlendirmektir.

Koray Bey Avrupadaki kuaförler ile bizim kuaförlerimiz arasındaki mesleki olarak eğitimi konusunda düşünceniz nedir?

Bu konuda pek fazla birşey söyleme yetkisini kendimde görmüyorum Ancak şunlara dikkat çekmekte fayda var. Benim birebir tanıdığm kuaförlerimiz her açıdan mükemmeel insanlar ve donanımları fevkalade yurt dışında da büyük başarılara imza attılar. Sorun şurada bir yerde bir süre çalışan biri birkaç gün sonra başka bir yerde dükkün açıyor. Bunun sebebleride malum kuaförlerinde merdiven altının önüne geçilmesi gereklidir. Bu merdiven altı kuaförler kurmsal kuaförlerin pastasından haksız rant sağlamaktadırlar. Bu haksız kazancın önüne de ancak tüketici son verebilir.


Koray Bey verdiğiniz bilgiler için teşekkür ederim.
Bende kuaförlife dergisine yayın hayatında başarılar dilerim
21.1.2013     
Tanaçan © Copyright 2004 - 2024
Tanaçan Kozmetik A.Ş Her Hakkı Saklıdır.